Ötegezegen Sayısı 342'ye Yükseldi


Kepler Uzay Teleskopu'nun fırlatılmasına sayılı günler kala ard arda iki yeni gezegen haberi geldi. Doğrusu Kepler ile birlikte Güneş Sistemi Dışında bulunacak gezegen sayısına ve bu gezegenlerin özelliklerine nasıl yetişiriz, raporlarını nasıl tutarız bilmiyorum. Beni şimdiden bir telaş sardı.

     Bulunan gezegenlerden ilki HD 11506 c. Adından da anlaşılacağı üzere HD 11506 yıldızına ait bulunan ikinci gezegen bu. HD 11506, bizden 175 ışık yılı uzaklıkta Güneş benzeri bir yıldız.

     Yıldızın ilk gezegeni olan HD 11506 b, 2007 yılında keşfedilen en az 3 Jüpiter kütleli bir gaz devi. Gezegen yıldıza 2,43 GB (Gök birimi, 1 GB=150 milyon km) kadar uzaklıkta. Bu haliyle HD 11506 b gezegeni Güneş sistemi'nde olsaydı Mars gezegeninden daha uzaklıktaki bir yörüngede dönecekti. Gezegenin dolanımı 1270 gün.

     Doppler etkisi yöntemiyle keşfedilen HD 11506 c ise diğerinden biraz daha küçük: en az 0,82 Jüpiter kütleli. Gezegen yıldızına 0,682 GB lik bir uzaklıktaki yörüngede dolanımını tamamlıyor. Gezegenin bir yılı 170 güne denk geliyor.

HD 11506 yıldızına ait gezegenlerin Güneş sistemine göre yerlerinin karşılaştırılması

     Diğer bulunan gezegen ise HD 16417 yıldızı etrafında dolanıyor. HD 16417 bizden 83 ışık yılı uzaklıkta ve Güneş benzeri bir yıldız.

     Bulunan 342 gezegenden 17 sinin kütlesi 25 Dünya kütlesinden küçüktü. Bu gezegenle birlikte kütlesi 25 Dünya kütlesinden küçük olan gezegen sayısı da 18 e yükseldi. Dünya kütlesinin 22 katı olan gezegen bu açıdan Neptün benzeridir. Dolanımını 17 günde tamamlayan gezegen, yıldızına 0,14 GB kadar uzaklıkta.

Devamı...>>

Güneş-Dünya -Lulin aynı çizgide ve Fotoğraf Galerisi

Önümüzdeki 24 saat Lulin Kuyruklu Yıldızının çok ilginç görüntülerine hazır olun.
Güneş-Dünya -Lulin aynı çizgide olacak, bu durum kuyruklu yıldızın kuyruğundaki tozun giderek artan parlaklıkla net olarak gözlenmesini sağlayacak,bu olaya astronomlar "Zıt Etki" diyorlar,Ayın dışında gözlenen albedoya benzer bir durumdur.
İzlemeyi unutmayın ve en iyisi 25 Şubat gökyüzü haritasına bakın.
zıt etki fotografı the opposition effect
25 Şubat Gök Haritası Feb. 25th sky map.

Lulin Fotoğraf GalerisiComet Lulin Photo Gallery[Comet Hunter Telescope]
[Sky maps: Feb. 22, 23, 24, 25]
Devamı...>>

Lulin'in Yakın Geçişi Başladı

     Ülkemizde çoğu bölgede gökyüzü bu hafta yoğun bulutlarla kaplı olduğundan, Lulin Kuyruklu yıldızını (Yeşil Peri) göremeyeceğiz. En azından ben göremiyorum. Hava kaç gündür açmadı. Bu nedenle amatör olsun profesyonel olsun gökbilimcilerin çektiği fotoğraflarla yetinmek zorunda kalıyorum. Sanırım Lulin'i heyecanla bekleyen çoğu insanda gökyüzünün kapalı olmasından dolayı benim gibi hayal kırıklığına uğramıştır.

     Lulin bu gece yani 24 Şubat'ta Dünya'ya en yakın geçişini gerçekleştiriyor. Bu heyecanlı bekleyişin ardından yayımlanacak ilginç fotoğrafları yine bu sitede yayımlayacağız. Şimdi sizinle bir fotoğrafı paylaşmak istiyorum.



     Fotoğraf, biri Kuzey İrlanda'dan ve diğeri ABD'den çekilmiş iki resmin birleştirilmesiyle elde edilmiş. Kuzey İrlanda'dan John C. McConnell Canon 400D DSLR ve 50mm objektif kullanarak 40 saniyelik poz ile; Illinois-ABD'den de Gary W. Kronk Canon XTi DSLR ve 100mm lens ile 30 saniyelik pozla çektikleri fotoğraflar birleştirilmiş. Fotoğraflar arasında 7 saatlik zaman dilimi farkı var. Bu fark içerisinde cüce gezegen Amphitrite'nin gökyüzündeki konum değişikliği de daire içerisinde gösterilmiştir.

     Kuyruklu yıldız ve Amphitrite'e ait renk değişikliğinin nedeni iki farklı fotoğraf makinesiyle çekilen fotoğrafların birleştirilmesidir.

Kaynak: http://cometography.com/lcomets/2007n3.html

Devamı...>>

Tycho Süpernova Kalıntısı

     Tycho Süpernova kalıntısının yeni görüntüleri
NASA Chandra X-ışın Gözlemevi ve Spitzer Uzay Teleskop ve Calar Alto gözlemevi, İspanya ile X-ışın ve kızılötesi gözlemleri olarak alındı.



     Görüntü ,Tycho Brahe ve diğer astronomların parlak yıldız patlaması olarak gözlemlerinden ,dört asırdan fazla bir süredir devam etmektedir.

     Patlama , X -ışınlarında görünen, genişleyen kısım(yeşil ve sarı) sıcak bulut ışıma kalıntısıdır
blazing hot cloud Mavi daireler X-ışınlarında görünen ,patlamanın ultra-enerjik elektronlarının yer aldığı dış şok dalgalarıdır, kırmızı renk ise 24 mikron dalgaboyunda kızılötesi ışındır,süpernovanın dış kısmındadır ve arka plandaki yıldızlar beyaz renkte gözlenir.

     Oliver Krause, (Max Planck Institute for Astronomy -Almanya) çalışmalarına göre bu patlayan süpernova Tip Ia sınıfından bir beyaz cüce çift yıldız sistemine uymaktadır.

Devamı...>>

TAKIMYILDIZ ADLARI




TÜRKÇE LATİNCE

Zincirli Prenses-------Andromeda
Pompa--------------- Antlia
Cennetkuşu---------- Apus
Kova----------------- Aquarius
Kartal----------------Aquila
Sunak ----------------Ara
Koç ------------------Aries
Arabacı --------------Auriga
Çoban ---------------Boötes
Çelikkalem---------- Caelum
Zürafa --------------Camelopardalis
Yengeç------------- Cancer

Avköpekleri --------Canes Venatici
Büyükköpek --------Canis Major
Küçükköpek --------Canis Minor
Oğlak --------------Capricornus
Karina -------------Carina
Kraliçe------------ Cassiopeia
Erboğa ------------Centaurus
Kral ---------------Cepheus
Balina -------------Cetus
Bukalemun------- Chamaleon
Pergel ------------Circinus
Güvercin--------- Columba
Berenis'in Saçı ----Coma Berenices
Güneytacı --------Corona Australis
Kuzeytacı --------Corona Borealis
Karga ------------Corvus
Kupa -------------Crater
Güneyhaçı -------Crux
Kuğu ------------Cygnus
Yunus -----------Delphinus
Kılıçbalığı --------Dorado
Ejderha ----------Draco
Tay --------------Equuleus
Irmak -----------Eridanus
Ocak ------------Fornax
İkizler ----------Gemini

Turna---------- Grus
Herkül ---------Hercules
Saat -----------Horologium
Suyılanı -------Hydra
Küçüksuyılanı- Hydrus
Hintli ----------Indus
Kertenkele ----Lacerta
Aslan ---------Leo
Küçükaslan--- Leo Minor
Tavşan -------Lepus
Terazi --------Libra
Kurt ----------Lupus
Vaşak --------Lynx
Çalgı--------- Lyra
Masa --------Mensa
Mikroskop ---Microscopium
Tekboynuzlu -Monoceros
Sinek --------Musca
Cetvel------- Norma
Sekizlik ------Octans
Yılancı -------Ophiucus
Avcı ---------Orion
Tavuskuşu --Pavo
Kanatlıat---- Pegasus
Kahraman ---Perseus
Anka --------Phoenix
Ressam -----Pictor
Balıklar -----Pisces
Güneybalığı -Pisces Austrinus
Pupa-------- Puppis
Kumpas -----Pyxis
Ağcık -------Reticulum
Okçuk ------Sagitta
Yay-------- Sagittarius
Akrep ------Scorpius
Yontar -----Sculptor
Kalkan -----Scutum
Yılan -------Serpens
Altılık ------Sextans
Boğa------- Taurus
Dürbün---- Telescopium
Üçgen -----Triangulum
Güneyüçgeni -Triangulum Australe
Tukan -----Tucana
Büyükayı --Ursa Major
Küçükayı --Ursa Minor
Yelken---- Vela
Başak -----Virgo
Uçanbalık- Volans
Tilkicik ----Vulpecula
***Bir yıldız, bilinen adının yanı sıra ait olduğu takımyıldızla birlikte de anılabilir. Örneğin, Akrep (Scorpius) Takımyıldızı'nın en parlak yıldızı olan Akrep Yüreği (Antares), Latince tamlayan ekiyle (nin/nın eki) birlikte, "Alpha Scorpii" (Akrep'in Alfası) biçiminde kullanılır. Ayrıca, takımyıldızların Uluslarası Gökbilim Birliği tarafından belirlenen üç harfli kısaltmaları da kullanılabilir. "Akrep Yüreği", "α Sco" ya da "Alfa Akrep" aynı yıldızı ifade etmektedir.

Devamı...>>

Büyük Patlamanın İzleri Aranıyor


     Genişleyen evren modeliyle ilgili önümüzdeki on yıl boyunca, detaylı ölçümler yapacak olan Gökbilimcilerin, modelle ilgili ciddi kanıtlar ortaya çıkarabilecekleri belirtildi. 13,7 milyar yıl önce büyük patlama ile oluşan günümüz evreninin mikroskobik boyutlarda kalan dalgaların izlenmesi ile aranılan kanıt bulunabilecek.

     Sözkonusu kozmolojik dalgaları Chicago Üniversitesi’nden John Carlstrom önderliğinde kurulan ekip araştırmaya başladı bile. Carlstrom genişleyen evren modelinin kanıtını bulmak için dokuz kişilik bir ekiple Güney Kutbu Teleskopu yardımıyla kanıt aramakta.

     Gökbilimciler genişleyen evren modelindeki en zor testini uygulamaya ve sonuçlarını görmeye çalışacaklar. Test son derece zayıf olan çekim dalgalarına yönelik. Einstein’ın Genel görelilik kuramı’na göre genişleyen evren çok zayıf çekim dalgalarına sahip olması gerekiyor.

     "Bu çekim dalgalarını algılarsak, bu bize evrenin genişlemesi hakkında bilgiler de verecektir.
Böylece evrenin kökeni ile ilgili farklı yorumlarda ortadan kalkacaktır. Çünkü bu farklı modellerin hiç birisi büyük patlama sırasındaki sıcak evrenin, parçacık ölçeğinde dalgalanmayla başladığını öngörmemektedir.” diyor Carlstrom.

     Carlstrom ve Scott Dodelson, 16 şubatta katıldıkları bir panelde bu konu hakkında bilgi verdiler. Paneli izleyenler arasında paralel evrenler kuramını ortaya atan Alan Guth da bulunmaktaydı. 1979 yılında, Guth genişleyen evren modelini birbirine paralel sonsuz sayıda evren kuramıyla açıklamaya çalıştı. Ancak şimdiye kadar bu kuramıyla ilgili hiçbir olumlu kanıt elde edilemedi.

     ”Birbirine paralel evrenler olsa bile bunu ölçme veya hakkında bir kanıt elde etme olanağımız yok” dedi Dodelson.
“Ancak genişleyen evren kuramını araştırabiliriz. Bu kuram aslında iki farklı düzensizlik üzerine dayalıdır. Atomik ölçekte parçacıkların dalgalanmalarıyla başlayan ve hala devam eden süreç zaten bilim insanları tarafından gözlemlendi.

     "Bunlar genellikle, atomik ölçekte olmaktadır. Bunu bizim görmemize imkan yok. Ama evrenin genişleme süreci bu kozmik parçacıkların uzanımına (gerilmesine) neden olabilir. Bu fikir şu haliyle onay alıyor. Öyle ki söz konusu dalgalanmaları şu anda hesaplayabiliyoruz ve galaksilerin bu dalgalanmalar sonucunda oluştuğunu biliyoruz.

Büyük patlamadan günümüze... Resmi büyütmek için tıklayınız.

     İkinci tür düzensizlik tipi ise Einstein’ın tanımladığı uzay ve zamanın bükülmesine neden olan çekim dalgalarıdır. Kozmik düzeye ulaşmak için bu çekim dalgalarını ölçebilecek düzeyde hassas elektromanyetik ışınımı ölçebilecek teleskoplarımız bulunmakta.

     Ekip, teleskoptan alınan verileri incelemenin yanında çekim dalgalarını ölçebilecek bir polarimetre üzerinde de çalışmakta. Güney Kutbu Teleskopu elektromanyetik spektrumda kızılötesi ve mikrodalga dalgaboyları aralıklarını ölçebiliyor.
     Güney Kutbu Teleskopu aynı zamanda karanlık enerjinin gizemini ortaya çıkarabilir. Karanlık enerji, çekimsel alanı yenerek evrenin genişlemesine neden oluyor. Karanlık enerji görünmemekte birlikte dolaylı yönden varlığı bilinmekte. Son birkaç milyar yıl içerisinde oluşan galaksi kümelerinde etkisi görünmekte.

     "Evrenin oluşumuna ilişkin elimizde yeterince veri var. Ancak fiziğin hangi yasalarının bunu gerçekleştirdiğini henüz bilmiyoruz. Genişlemeye neden olan etkinin karanlık enerji ve karanlık madde olduğu düşünülmekte. Önümüzdeki 10 yıl içerisindeki amacımız, bu etkide hangi fizik yasasının etkili olduğunu bulmak olacak.” diyor Dodelson.

Kaynak: Astronomy

Devamı...>>

Ay’ın Görünen ve Görünmeyen Yüzlerindeki Kütle Çekimi Farklılığı


Ay yüzeyinin kütle çekimi dağılımı haritası. Sağ taraf bizim gördüğümüz yüzü, sol kısım ise göremediğimiz Ay yüzeyini göstermektedir. Alttaki renk çubuğu dağılımı mili Galileo (1 mGal = 10-5 m/s2)yer çekimi olarak değerleridir.

     Ay’ın bizim gördüğümüz tarafı ile göremediğimiz yüzeyi arasındaki farklılık yakın zamanda ortaya çıkarıldı. Şimdi Japon Selene (Kaguya) bu gizemli bölgeye ışık tuttu.

     Bilim adamları 4,5 milyar yıl önce bir şekilde yörüngesinden çıkmış olan Mars büyüklüğünde bir gökcisminin henüz genç dünyaya çarparak şimdi ki Ay’ı oluşturduğunu düşünüyor. Genç Ay o zamanlar okyanuslarında erimiş halde magma bulunduran bir yapıya sahipti. Çarpışmanın etkisiyle yüzeti kristalleşmeye ve kabuk tutmaya başladı. 3,8 milyar yıl önce meteoritler tarafından bombardımana tutulmasının ardından kabuğun sertleşmesi süreci tamamlandı.

     Selene 2007 yılında başlatılan geniş verileri derleme sürecinde geçmişten günümüze oluşan kraterlerin yapılarını inceledi. Ay bize arka yüzünü göstermemektedir. Çünkü Ay Dünya’nın etrafında eşit zaman dilimlerinde dönmektedir.

SELENE Uzay Aracı


     Ay’ın arka yüzü ilk kez 1959 yılında Sovyet uzay aracı Luna 3 tarafından görüntülendi. Bugün artık Ay’ın iki yüzünün de farklı molduğunu biliyoruz. Ay’ın bize dönük yüzünde büyük koyu bölgeler katılaşmış lav izleri ve Ay denizleri (Maria) bulunmaktadır. Bu yüzün aksine diğer yüzde ise parlak kraterler ve dağlık bölgeler bulunmaktadır.

Sovyet Luna 3 Aracı


     Yakın ve uzak bölgelerin tarihsel sürecini araştırmak için Ay’ın kütle çekiminin hesaplanması radyo izlemesiyle mümkün oldu. Bu olay uydudan alınan sinyallerin Doppler kaymasına göre incelenmesidir. Daha büyük veya daha küçük çekimsel kuvvetlerde hızdaki değişim ortaya çıkmaktadır.

     Kütle yoğunluklarının özellikle Ay’ın bize dönük yüzündeki denizlerde olduğu ve bunun da ancak volkanik nedenlerle olabileceği farkedildi. Arka yüzünde böyle bir bölge olmadığı için Ay’ın kütle çekiminin düşmesine neden olur. İşte bu farklılığın nedenini bilimadamları volkanik etkenlere bağlamak yerine Ay’a çarpan bir göktaşı nedeniyle olabileceğini düşünmekteler.

     Bilimadamları buradaki bilmece çözdüklerini düşünüyorlar. Ay’ın görünmmeyen yüzündeki kraterlerin altında yoğun kütle bölgelerinin izlerine rastlandı. Ay’ın diğer yüzündeki SELENE’den veri akışı sağlayan Kyushu Üniversitesi gökbilimcileri kütle çekimiyle ilgili haritayı yaptılar. Bu veri akışını sağlayabilmek için yüksek bir ekliptik yörüngeye SELENE’nin küçük bir arkadaşı yerleştirildi.

     Ay’ın iki yüzeyindeki kütle yoğunluğu farkının ancak Ay’ın içerisinden fışkıran magmayla ilişkili olacağı düşünülmekte. Bu da Ay’ın bize dönük kısmında büyük bir göktaşı çarpması nedeniyle bu yüzde daha yoğun bir magma akışı olduğunu gösterir. Ay yüzeyinde muhtemelen az da olsa su olduğu haritalama işleminde vurgulanıyor. Çünkü Dünyadaki benzer tabakaların oluşumunda suyun çok önemli bir etken olduğu biliniyor.

     SELENE radar uydusundan alınan veriler Ay’ın görünen yüzündeki denizlerin altında yansıtıcı bir yapı olduğunu ortaya çıkardı. Ay’ın diğer yüzünde ise volkanik faaliyeletlerin 2,8 milyar yıl önceye kadar sürdüğü tespit edildi.

Kaynak: Physicsworld

Devamı...>>

Gökbilimciler Lulin'i İzliyor


Lulin ve Zubenelgenubi yakın görünümde(0,3°)-Uğur İkizler, (Fotoğrafı büyütmek için tıklayınız), 06.02.2009, 05:40–06:16, Kapanca-Mudanya-Bursa, 40.38133°N-28.72896°E, Canon Rebel XT Hutech modifiyeli Sigma APO DG 70-300(300 mm),f/5,6, ISO 800, 11 x 60 sn, El yapımı kundak, ImagesPlus, Photoshop CS2


Uğur İkizler'in 06.02.2009 günü saat 05:40-06:16 aralığında Kapanca'da çektiği fotoğrafı yayımlıyoruz. Fotoğraf Bursa'nın Mudanya ilçesine bağlı Kapanca'da çekilerek İmages Plus ve Photoshop CS2 programlarıyla işlenmiştir. Fotoğrafta yeşil görünen Lulin, onun altındaki çift yıldız ise Zubenelgenubi'dur.

Lulin (Yeşil Peri) Kuyrukluyıldızı yaklaşmaya devam etmekte. İlerleyen günlerde çıplak gözle de görünür hale gelecek. Teleskopu olanlar bu açıdan daha şanslı durumda. Çünkü çıplak göze oranla daha net bir görüntü yakalayabilecekler.

Yeşil Peri, 2007 yılının temmuz ayında 19 yaşındaki bir gözlemci tarafından Tayvan'daki Lulin Gözlemevi'nde bulunmuştu. Kuyrukluyıldızın adı da buradan gelmektedir.


Lulin Gözlemevi


     Renginin yeşil olmasının nedeni ise yapısındaki gazlar. Yeşil Peri'de siyanojen (Siyanür iyonu, Cy, -20 C derecede sıvılaşan, zehirli bir gaz)ve diatomik Karbon(C2, iki atomlu karbon molekülü) bulunmaktadır. Bu iki gaz da Güneş ışığı altında uzay boşluğunda yeşil renk yansıtır.

     Yeşil Peri, 24 Şubat tarihinde Dünya'dan en yakın konumundan geçecek.

Devamı...>>

Uzaydan Gelen Müzik ve Gezegenler Senfonisi


Müzik çok uzun sürelerdir insanoğlunu kendine hayran bırakan bir sanat dalı olmakla kalmayıp insanın ruhunu dinlendiren bir etkiye de sahip.
Müziğin sadece enstrümanlarla yapıldığını sananlara inat bir çok insan çöp kovaları ile, mutfak malzemeleri ile ve ayakkabıları ile müzik yapıyor. Siz ne düşünüyorsunuz müzik enstrümanla mı yapılır yoksa "yapılabiliyorsa" her şey ile mi yapılır?
Bu yapılabilme tabiki hayal gücüne bağlı bir durum. Yani bir yumurta kabuğundan çıkabilecek sesleri çeşitlendirerek bir melodi yaratmak renkli bir hayal gücünün ürünüdür.Belki biraz hayal gücümüzü kullandık belkide zaten onlar biz burdayız bakın müzik yapıyoruz dediler. Sözü onlara bırakıyoruz işte son yılların en gözde orkestrası...

Müzik yapma sırası başka birilerinin. Gezegenler ve uyduları sizlere eşsiz bir eser vermek için sahnedeler.

Satürn'ün halkaları veya karadeliklerin homurtuları kulaklarınızın pasını silecek. Gezegenleri dönerken ses çıkaran gök cisimleri olarak hayal edin. Manyetosfer içinde sıkışıp kalan plazmanın kükremesini hayal edin ve son olarak bunlara güneş'in kalp atışınıda ekleyerek bir albüm yapın. Bakın nasıl oluyormuş...
Burada emeği geçen 2 insan yapımı uyduya teşekkürü borç biliyoruz ve onlara heliopauseda başarılar diliyoruz. Kendileri 77 yılında gönderildiler ve hala görev başındalar. Sonsuza dek olacaklar ve bize gittikleri yerlerden bu albüme koyulmak üzere eşsiz eserler gönderecekler.

Tabiki bu müzikler toplanıp bir albüm oluşturuldu ve tabiki bunun arkasında kocaman bir ekip var. Sesler insan kulağının duyacağı frekansa getiren ve dünyaya ulaşmasında(ki bu 15 saatte oluyor) emeği geçen Voyager ve Voyager uydularına teşekkür ediyoruz...

Albümün adı:Gezegenler Senfonisi

Müzik: Anonim

Sanat Yönetmenleri: Voyager ve

Yapımcısı: NASA

İşte bir benzeri http://www.spacesounds.com adresdeki animasyonları tıklayarak daha önce duymadığınız bir müzik dinleyeceksiniz.



Devamı...>>

Lulin Yaklaşıyor

     Temmuz 2007’de keşfedilen Lulin Kuyrukluyıldızı (C/2007) 24 Şubat’ta Dünya’ya en yakın konumundan geçecek. Lulin "Yeşil Peri" olarak söylenebilir.

23 Ocak 2009'da İtalya'da R. Ligustri'nin 35-cm reflektör ve ST10XMe CCD kamera kullanarak aldığı görüntü.

     Gökyüzünün açık olduğu durumda, kuyrukluyıldız 5. kadire ulaştığından dürbünle gözlenebilir. Hatta Aysız bir gecede çıplak gözle bile izlenebilecek. Bir teleskopla da kuyruğu gözlemlenebilir. Kuyrukluyıldız gökyüzünde gezegen hareketlerinin tersi yönde hareket etmektedir.

     Şubat ayının başlarında dürbünle görünür parlaklığa ulaşan kuyrukluyıldız, 11 Şubat tarihinde Başak takım yıldızındaki Lambda Virginis çift yıldız sisteminin yakınında bulunacak.

Gary W. Kronk (Kronk Rasathanesi, St Jacob, Illinois, ABD) tarafından 6 Şubatta alınan görüntü.

     16 Şubatta Başak takım yıldızının 3 derece kuzeyinden geçecek olan Lulin’in hızını da arttıracağını göreceğiz.

     23 Şubat günü iyice parlaklaşan Lulin, güneybatıda ortaya çıkan Saturn’ün güneyinde görünecek.

     24 Şubatta kuyrujkluyıldız Dünya’dan 61 milyon km uzaklıktan geçerek en yakın konuma ulaşacak. Lulin 24 Şubatta çıplak gözle izlenebilecek büyüklüğe ulaşacak.

     Kuyruklu yıldızlar bilindiği kadarıyla Neptün ötesi Kuiper Kuşağı’ndan gelmektedirler. Bu gökcisimlerinin yörüngeleri nedeniyle zaman zaman dünyadan oldukça yakın konumdan geçmektedirler. Güneş’ten oldukça uzak olduklarında yüzeylerindeki gaz ve su donuş durumdadır. Güneş’e yaklaştıkça yüzeylerindeki madde ısınıp yanmaya, buharlaşmaya başlar. Bizim gördüğümüz kuyruk kısmı, gökcisminin hareket doğrultusunun ters yönünde oluşan yanan gaz ve subuharıdır.

Bir kuyrukluyıldızın yörüngesi


Kaynak:
http://cometography.com/lcomets/2007n3.html

Devamı...>>

Bir Yıldızın İki Gezegeni Bulundu

NASA ile ESA arasındaki GSD Gezegen bulma yarışındaki hıza açıkçası yetişmekte güçlük çekiyoruz. Dün ESA'nın COROT uydusunun bulduğu Exo-7 b gezegenine ilişkin bilgileri yayımlamışken şimdi de Avrupa Güney Gözlemevi'nden (ESO) iki gezegen haberi geldi. Daha doğrusu bulunan bir yıldıza ait iki gezegendi. Gezegenler Şili'deki 3,6 m çaplı teleskopla keşfedildi.

Birden fazla gezegeni olan yıldız sayısı şu anda bulunanların içerisinde yüzde 10 gibi az bir değerde. Bunun en büyük sebebi, Dünya gibi küçük gezegenlerin bulunamayışı. Ancak ilerleyen dönemlerde bu türden gezegenlerin bulunmasında bir patlama bekleniyor.


HD 45364 yıldızı bizden 106 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor. K0V tayfında bulunan yıldızın kütlesi 0,82 Güneş kütlesi kadar. Sıcaklığı 5200 C derece.


Bu yıldıza ilişkin iki gezegen doppler yöntemiyle keşfedildi. Adları da sırayla yıldızın adının sonuna b ve c harfleri konularak isimlendirildi. GSD Gezegenlerde isimlendirme yapılırken keşfediliş zamanlarına göre gezegenlere b,c,d gibi harfler veriliyor. Şimdi bu gezegenlerin özelliklerine kısaca bakalım.


HD 45364 b gezegeninin kütlesi en az 60 Dünya kütleli. Dış merkezliliği 0,17 olan gezegenin yıldızına uzaklığı 0,68 AB (1 AB=150 milyon km). Gezegenin bir yılı 226 gün olarak hesaplandı.


Diğer gezegen HD 45364 C ise, en az 209 Dünya (0,65 Jüpiter) kütleli. Dış merkezliği 0,097 olan gezegenin yıldızına uzaklığı 0,89 AB kadar. Gezegenin bir yılı 342 gün.


HD 45364 sistemindeki gezegenlerin Dünya yörüngesiyle karşılaştırılması. Çizimin sağ tarafına bakılırsa iki gezegenin yörüngesinin birbirini neredeyse teğet geçtiği görülür.


Gezegenlerin yörüngeleri bir bölgede birbirine değecek kadar yaklaşıyor. Bu da akla Neptün-Pluto yörünge kesişmesini getiriyor. Tabi burada kesişme yok, ancak birbirine bu bölgede yaklaşan gezegenlerin birbirini etkilemesi gerekiyor. Mars ile Jüpiter arasındaki Asteorid Kuşağı'nın ya Jüpiter'in çekimsel etkisiyle burada bulunan gezegenin parçalanması yoluyla oluştuğu, ya da yine Jüpiter'in etkisiyle gezegenlerin oluşum aşamasında bu bölgede bir gezegen oluşamadığı düşünülüyor.

HD 45364 b gezegeni de kendisinden 3 kat daha kütleli olan c gezegeninden etkilenerek parçalanabilir.


GSD Gezegenlerinin bulunması bize Güneş sistemi'nin oluşumu ile bilgiler verebiliyor. Gökbilimciler sadece Dünya benzeri gezegen arayışı içerisinde değiller. Aynı zamanda Güneş Sistemi'nin oluşum modellerini de böylece sınama imkanı da yakalayabiliyorlar.


Samanyolu'nda 300 milyar yıldız var. Biz şimdiki teknolojiyle Samanyolu içerisinde (Diğer gökadaları inceleyemiyoruz henüz) ancak 287 yıldıza ait toplam 339 gezegen keşfettik. Bulunan gezegenlerin hiçbirisinin ne kütlesi ne de büyüklüğü Dünya kadar. Her yıldızın yörüngesinde gezegen olmaz ancak 300 milyar yıldız içerisinde de 339 rakamı çok ama çok küçük kalıyor. İlerleyen yıllarda bu sayının artması ve bulunan gezegen sayısının onbinleri hatta milyonları bulması bizi şaşırtmayacaktır.



Kaynak Dosya: http://fr.arxiv.org/PS_cache/arxiv/pdf/0902/0902.0597v1.pdf


Devamı...>>

Mars'ı Google ile Görün

NASA ile Google'ın işbirliği ile pazartesi günü Google'ın Earth programına yönelik Mars programı yayımlandı. Mars'ı 3 boyutlu olarak izleme şansına sahip olmak için ilgili programı indirmeniz gerekmekte.
Programı indirdikten sonra gökyüzü moduna geçip, oradan da Mars'ı seçtiğinizde, karşınıza Mars geliyor. Kanyonlar, dağlar ve bugüne kadar insanoğlunun Mars'a keşif için yolladığı uzay araçlarının görev yaptığı konumları görebiliyorsunuz. Örneğin Anka Kuşunun (Phoinex) indiği yeri gözlemleyebilirsiniz. Mars kanyon ve dev dağlarıyla ünlü bir gezegen. Güneş Sistemi'nin en yüksek dağı Olympus bu gezegende yer alıyor.



Programda Mars'a gönderilen uzay araçlarının çektiği yüksek çözünürlüklü fotoğrafları kullanıldı.
Program Adı: Google Earth 5.0

Devamı...>>

COROT'tan En Küçük GSD Gezegen

     ESA'nın COROT teleskopu Dünya'nın iki katı büyüklüğünde ve en az 11 Dünya kütleli bir gezegen keşfetti. COROT'un bulduğu gezegenler teleskopun kendi adıyla nitelendiriliyor. Bu gezegenin adı COROT-Exo-7 b. Bizden 140 parsek uzaklıkta (yaklaşık 456 ışık yılı)Tekboynuz Takımyıldızı içerisinde yeralıyor. Gezegenin yıldızı K0V tayfında ve sıcaklığı 5000 C derece. Gezegen yıldızına oldukça yakın konumda (0,017 AB) ve tam bir dairesel yörüngede dolanıyor (dış merkezliği=0). Gezegenin sıcaklığı 1000 ile 1500 C derece arasında olduğu tahmin ediliyor. Dolanım dönemi ise 20 saat.

     Exo-7b ile bulunan GSD Gezegen sayısı 337 yi buldu. Bu gezegenler çoğunlukla dev gaz gezegenleri, yani Jüpiter, Neptün gibi. Exo-7 b gezegeni bu anlamda şimdiye kadar bulunan en küçük gezegen. Şimdiye kadar keşfedilen en küçük kütleli gezegen 3,3 dünya kütleli(MOA-192 b). Ancak büyüklük anlamında keşfedilen en küçük gezegen Exo-3 b oldu.

     Gezegenin kayalık olduğu, ancak yüzeyinde sıvı lav akışlarının gerçekleştiği nemli bir yapısı olduğu düşünülüyor.

     Gezegen yıldızının önünden geçiş yaparken farkedildi. Bir yıldızın önünden geçen gökcismi yıldızın ışığındaki şiddette bir azalmaya neden olur. Bu azalma miktarı gezegenin büyüklüğüyle orantılıdır. Gezegen ne kadar büyükse yıldızın parlaklığı o oranda azalır. Ancak bu azalma o kadar küçük değerlerde gerçekleşir ki, bu yöntemle şimdiye kadar Dünya benzeri kütleli bir gezegen bulunamadı. Tüm umutlar NASA'nın mart ayında fırlatacağı Kepler ile ESA'nın 2011 yılında fırlatacağı Gaia'ya bağlanmış durumda.

Bir gezegen yıldızının önünden geçerken yıldızın görünen parlaklığında bir azalma neden olur. Resimde gezegen siyah daire ile gösterilmiştir. Parlaklıktaki azalma ise alttaki eğride görülmektedir. Buradaki parlaklık azalması eğrisi abartılarak çizilmiştir.Venüs, Dünya, Mars ve Jüpiter gezegenlerinin Güneş'in önündeki geçişlerinde oluşan parlaklık azalma eğrisini Planet Quest'den animasyon olarak izleyebilirsiniz.

Kaynak:
ESA

Devamı...>>

W3 Kümesindeki Kahverengi Cüceler

Japon ve Hintli gökbilimciler, Subaru Teleskobu ve kızılötesi tayçekeri (OHS-CISCO) kullanarak Kraliçe takımyıldızındaki W3 kümesinde önemli sayıda kahverengi cücenin varlığını keşfettiler.


Fotoğraf üç farklı renkle süslenmiştir. Merkezin solunda görülen kırmızı bölge genç ve büyük kütleli yıldızların bulunduğu yerdir. Buradaki yıldızlar en fazla bir milyon yaşında. Farklı renklere sahip bulutlar, buradaki yıldızların ışığını yansıtan iyonize gaz bulutlarıdır. İplikçik şeklindeki karanlık bulutlar da kendilerini göstermekteler.Fotoğrafın sol altında görülen ölçek 0,2 parsek, 40 bin AB kadardır. Başka bir ifadeyle 0,2 parsek ölçek çizgisi 40 bin Dünya-Güneş uzaklığına eşittir.


Oldukça hassas kızılötesi tayfçekerlerini, yaklaşık 6000 ışık yılı uzaklıktaki kümede birbirine yakın görünen yıldızlara yönlendirdiler. Bu bölge oldukça aktif. Yakın zamanda bölgede bir süpernova patlaması da gerçekleşmişti.

Gözlemlerin daha geniş çaplı olarak yapılması durumunda bölgenin daha net anlaşılabileceği belirtiliyor.



Kaynak:
http://www.astronomy.com


Devamı...>>